Bu yazı Ex Machina filmi ile ilgili bol spoiler ve önbilgi içermektedir. Filmi izlemeyenlerin bilgisi olsun.

Başrol oyuncumuz Rex bir banka soygununda soyguna müdahale edip soyguncular ile çatışmaya girerek önce bir kahramana dönüşüyor fakat ABD yargı sistemi onun gereksiz bir eylemde bulunduğu ve masumların ölümüne sebebiyet verdiği için onu 8 yıl hapse mahkum ediyor.

Başarılı çatışmasının sebebinin önceki hayatında asker olmasından kaynaklandığını ilerleyen sahnelerde öğreniyoruz.

8 sene sonunda ceza evinden çıkan kahramanımız dışarıdaki ilgiden bunalınca cezaevinde aldığı kararı uyguluyor (bu karar bilimsel aldığını öne sürse de ince bir espri olduğunu görüyoruz J) ve Finlandiya’ya gitmeye karar veriyor. Uçağa binmeden kendisini değişik bir çift gözetleyip fotoğrafını çekiyor ve uçaktan inen kahramanımız Finlandiya da kumpas kurularak kaçırılıyor. Uyandığında iple bağlı ve korkunç garip bir ailenin bodrum katında uyanıyor. Klasik Hostel yada testere vari korku filmleri gibi bir süreç bekliyorsunuz ama, Filmin genel özelliği kara mizah ve ters köşe başrolün uyanma sahnesinde sizi çarpacak adeta. Ters köşe ve beklenmemezlik filmde tam istediğim gibi. Ayrıca başrol sürekli kendi kendine hayali kendi ile konuşuyor ve bu filme süreklilik katmış.

Sonra bu ürkütücü ailenin meraklı oğlu ve esas kızımız ablası Alia rolünde Meg Fraser büyüleyici güzelliği ile harika oynamış, iletişime geçiyor ve çocuğu yaralıyor. Burada alışılmışın dışında bildiğiniz çocuğa tekme ve yaralama sahnesi açıkça işlenmiş bu da cesurca geldi. Ürkütücü aile çocuğu hastahaneden gönderince genç ve güzel bakıcı ile kahramanımız evde kalıyor. Kız dışlanan ve zorla tutulan biri zaten filmin başında onun kaçmaya çalışma sahnesi ile başlıyor.

Başrolümüz Rex halk kahramanı olduğu asıl olay banka soygunu ilk etapta kesik kesik gösterilmesi bende sadece olayı vurgulamak için yapıldığı izlenimi uyandırmıştı. Ancak filmin yarısından sonra soygun ve mahkeme süreci boşluk kalmayacak şekilde detaylı işleniyor ve oldukça gerçekçi bir aksiyon bölümü olmuş. Zekice kurgulanan ve espriler ile bezenen çok hızlı geçilen sahneler ile seyri yüksek tutan bir süreç ilerliyor. Rex’in koğuş arkadaşının Foreing Country isimli kitabı okuduğunu Rex hapishane koğuşunda 3. Kez Finlandiya’yı seçerken görüyoruz yani güzel detaylar var.

Güzel oyuncu Meg Fraser ve (aslında yakından tanıdığımız Son Umut filmince Cem Yılmaz, Yılmaz Erdoğan ve Rssell Crove ile Henry rolünde oynamış) Ben O'Toole oyunculukları çok iyiydi.

Aslında kaçırılmasında amaç bu ailenin yamyam bir dev oğlu var ve insan etleri yani kaçırdıkları turistlerle bu dev aklı olmayan canavar çocuklarını besliyorlar. Sürükleyici bir film, gerilim bol ters köşeler, ince espriler var izleyin derim ben pişman olmazsınız. Filmin sonlarındaki yemek masası sahnesi muazzam. Benim bu filme puanım 10 üzerinden 6.9 sizde puanınızı yada film hakkında yorumlarınızı belirtirseniz sevinirim.